Herkese merhabalar, ülkemiz ve tüm Dünya bildiğimiz gibi bir salgın altında. Yetkililerin uyarısını dikkate alan herkes, olabildiğince evlerinde. Benim gibi işini evden de yapabilen insanlar oldukça şanslıyız, çünkü evde durmak istemesine rağmen çalışmak zorunda olan birçok insan var.
Tüm Dünya’daki insanlar ikiye ayrılmış durumda. Bir kısım olayları ve virüsün nasıl bir boyuta ulaşacağının farkında ve önlemini olabildiğince almış durumda. Bir diğer kısım ise hala olayı idrak edememiş ve “bana bir şey olmaz” deyip, umursamazlık modunda.
Evlerinde kalan ve sorumluluk alan, diğer insanlara ve kendisine değer veren insanlar için bir kaç film önerim olacak. Birçoğunuzun izlemiş olabileceği filmler olsa da ben, kimse izlememiş gibi anlatmaya çalışacağım.
1- Ben Efsaneyim
Başrolünde efsane oyuncu Will Smith’in oynadığı ve 2007 ABD yapımı olan bu film, kıyamet sonrası bir senaryoya sahip. Filmde Dünya’yı kasıp kavuran ölümcül bir virüs ele alınıyor. Will Smith’in canlandırdığı Robert Neville karakteri ne kadar uğraşmış olsa da, kendisinden başka hiç bir insanı bulamıyor. Karanlıkta ortaya çıkan zombivari varlıklar, Robert için tek tehdittir. Umudunu hiçbir zaman kaybetmemesine rağmen, adamın psikolojisi artık eskisi gibi değildir.. Cansız vitrin mankenlerini, gerçek bir insanmış gibi konumlandırır ve bunlarla diyalog kurmaya başlar. Aynı zamanda virolog olan Robert, yaşadığı yerin altındaki laboratuvar da virüse karşı panzehir bulmak için çalışmaktadır.
İzlerken keyif aldığım ve sürekli ben olsam ne yapar, nasıl yaşardım ? sorularını sormaktan kendimi alamadığım bilim kurgu filmi, izleyenlerden tam not aldı. 2007 yılında çıktığında büyük bir sükse uyandıran filmin, devamının çekileceğine kesin gözüyle bakılıyordu. Her yıl çeşitli iddialar ortaya atılsa da, film proje aşamasında kaldı.
“Ben Efsaneyim” Fragmanı
2- 28 Gün Sonra
Birkaç hayvansever, zorla tutulduklarını ve deney için kullanılacaklarını düşündükleri maymunları kurtarmak amacıyla bir laboratuvara girerler. Buradaki doktorun, “bu hayvanlar çok tehlikeli, bu yüzden buradalar” demelerine inanmayıp, maymunların kafesini açmaları ile başlar olaylar. Enfekte olmuş insan ya da hayvana ait bir damla kanın, vücuda giriş yapmasıyla beraber çok kısa sürede dönüşüm gerçekleşmektedir. Zombi olarak geçen enfekte olan varlıklar, oldukça hızlı koşmaktadır ve tırmanabilme yetisine bile sahiptir. Bu yüzden yaşamanın oldukça zor olduğu bu filmde, tesadüfen karşılaşan birkaç insan, radyoda çare bulduklarını ve kendilerini kurtarabileceklerini söyleyen bir kışlaya doğru yola çıkarlar..
Bu filmi seçme sebebim farklı oluşu. Konusunun ve zombilerinin ilginç oluşu bu farklılığı oluşturan etkenler. Açıkçası bir gün, insanlığın tek derdinin yaşayabilmek olduğu bir Dünya ile karşılaşacak olursam ve bu Dünya’da zombiler olacak ise; The Walking Dead dizisindeki zombileri tercih ederim. Mutasyona uğradıktan sonra onlarda oldukça korkunç bir hal alsa da, yinede tercihim o zombilerden yana olur. Sizden hızlı olan zombiler ile savaşmak ve hayatta kalmak en zoru olacaktır.
2002 İngiliz yapımı olan bu filmi izlerken, zaman zaman gerildim. Eski bir film olması dolayısı ile görsellik olarak eleştirmek haksızlık olur. Senaryo olarak çok çok daha iyi bir şey ortaya çıkabilirmiş. Yinede izlenilmesi gereken filmler arasında olduğunu düşündüğüm için, kendisine bu listede yer verdim.
“28 Gün Sonra” Fragman
3- World War Z
2013 yılında vizyona giren ve büyük bütçeli yapımlar arasında yer alan World War Z, başrolünde Brad Pitt’in de bulunması ile büyük yankı uyandırdı. Kıyamet sonrası senaryolu filmler arasında yer alan World War Z, konusu ve işlenişi ile aksiyonu her an yaşatarak zombi temasının en iyi yapımlarından olmayı başardı.
Brad Pitt’in canlandırdığı Gerry Lane, eski bir askerdir. Amerika trafiğinde ailesi ile ilerlemeye çalışan Gerry, trafiğin oldukça yavaş akmasına anlam verememektedir. Bir anda ambulans sesleri ve insanların kaçışmaya başlaması ile birlikte daha ne olduğunu anlamadan, eşi ve çocuklarını yanına alarak kaçmaya başlarlar: Askeriye de çalıştığı zamanlardaki bir arkadaşı aracılığı ile şehirdeki karmaşa ve kaos dan uzaklaşma imkanı bulur. Askeriye’ye ulaştıklarında ise Gerry’den bu virüsten kurtuluş için bir şeyler yapması istenir. Koreden geldiği bilinen bu virüs için beraberindeki ekiple birlikte oldukça uzun bir yol katetmesi gereken Gerry, ailesini geride bırakarak zorlu bir maceraya atılır.
Bu filmde de zombilerin hızlı olması işleri çok zorlaştırıyor. İzlerken geren ve bir o kadar da heyecan veren filmi daha fazla beklemeden izlemenizi öneririm. Filmin devamının gelmesi çok fazla beklense ve geleceğine dair bazı açıklamalar da yapılmış olmasına rağmen, 7 yıldır herhangi bir girişim olmadı. Max Brooks’un aynı isimli romanından uyarlanan filmin, daha sonrasında oyunu da çıktı. Soluksuz bir oyun deneyimi yaşamak isteyenlere oyunu da öneririm.
“World War Z” Fragman
4- Cast Away (Yeni Hayat)
Ünlü ve usta oyuncu Tom Hanks’in 2000 yılında vizyona giren filmi Cast Away, hayatta kalma senaryosuna sahip. Diğer bahsettiğim filmler zombi ve virüs ile ilgili olsa da bu film ıssız bir ada da yaşayabilmeyi anlatmakta. Tom Hanks’in canlandırdığı Chuck Noland karakteri, bir kargo şirketinde çalışmaktadır. Teslimat yapmak üzere bindiği kargo uçağı, Güney Pasifik yakınlarında düşer. Uçağın içinde sağ kalan tek isim olan Chuck, kendisini bir ada da bulur.
Kendisini arayanların olduğu umuduyla hayatta kalmak için uğraşan Chuck, ada hayatına alışır. Alışamadığı tek şey ise, hiçbir sesin olmamasıdır. Yalnızlık adamın psikolojisine her geçen gün zarar vermektedir. Durum böyle olduğu halde yaşamına devam eden ve bir gün kurtulacağına inanan Chuck’ın hikayesini izlemenizi öneririm.
Usta oyuncu’nun rolün hakkını fazlası ile verdiğini ve sanki gerçek bir hikaye izliyormuşum gibi hissettiğim film, türünün en iyi örneği olabilir. Robinson Crusoe ile karşılaştıranlar olsa da aynı hikayeye sahip olmadıklarını söyleyebilirim. Filmin akışı çok güzel ve sıkıldığım bir an olduğunu hatırlamıyorum. Bu rol Tom Hanks içinde farklı bir deneyim olmuş ve usta oyuncuya birçok ödül kazandırmış. Zaman zaman açıp tekrar izlediğim nadir filmlerden.
“Cast Away” Fragman
5- Train to Busan (Zombi Ekspresi)
2016 yılında gösterime giren Kore yapımı zombi filmi olan Train to Busan, vizyona girdiği ilk gün 10 milyon seyirci sayısı ile rekor kırmıştır. Kore dizi-film-müzik sektörünün son yıllarda popüler olması bunda en büyük etken. Senaryosu ile oldukça ilginç ve güzel bir film.
Kore’yi etkisi altına alan bir virüs, bulaştığı insanların çok hızlı bir şekilde zombiye dönüşmesine neden olur. Isırma yoluyla bulaşan virüsün yayılması için en kolay yöntem kapalı bir alan içerisinde bulunmaktır. Olayların yeni yeni başladığı sırada içinde çok fazla yolcu bulunan bir tren, Busan’a doğru yola çıkmıştır. Trene son anlarda binen enfekte bir kadının, zombileşmesi ile bir anda herşey felakete dönüşür.
Soluksuz izlenecek senaryoya sahip olan film de heyecan, korku ve duygusallık üst düzey. Bir an bile aksiyonun azalmadığı filmi izlemenizi öneririm. Son yıllarda Koreli oyuncuların, oyunculuklarını çok beğeniyorum. “Black, Kingdom, Good Doctor” gibi Kore dizileri de favorilerim arasında. Onlarında incelemelerini ayrı ayrı yazacağım.
“Train to Busan” Fragman
hepsi izlediğim filmler ve hepsi çok güzel filmler içimden dedim ki keşke bir beş tane daha gelse :)))